drcanergin
sacnakliankara
dermaestetik
previous arrow
next arrow
Doç. Dr. Can Ergin
Doç. Dr. Can Ergin

Dermatoloji Uzmanı

20 Yılı Aşkın Deneyim

Doç. Dr. Can Ergin

Can Ergin Ordulu’dur. 1970 yılında Samsun’da doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Ordu’da tamamladı. 1986 yılında Ordu Lisesi’nden Takdir ve Onur Belgesi alarak mezun oldu. Aynı yıl ÖSYM üniversite sınavında Ordu İl birincisi olarak Hacettepe Tıp Fakültesi (İng.) Bölümünü kazandı. 1993 yılında tıp fakültesinden mezun olan Dr. Can Ergin, sırasıyla Ankara Hastanesi Acil servisi, Ankara Valiliği ve Defterdarlık Kurum Doktorluğunda doktor olarak çalıştı. 2000 yılında vatani görevini KKTC’de tamamladı. 2003 yılında Ankara Numune Hastanesi Dermatoloji Bölümünü derece ile kazanan Dr. Can Ergin 5 yıl uzmanlık eğitimi ardından 2008 yılında deri ve zührevi hastalıklar uzmanı oldu.

BİLGİ & RANDEVU HATTI

0545 108 56 56

Devamını Oku

Derma-Estetik

Saç Nakli (Ekimi)

Sıkça Sorulan Sorular

Somon DNA tedavisi, somon kanı ve üreme sıvılarından oluşan bir karışımın cilde enjekte edilmesidir. Bu serum ciltteki hücrelerin yenilenmesine katkıda bulunur. Cinsiyet ve yaş fark etmeksizin herkese kolaylıkla uygulanabilir. Hyaluronik asitin yanı sıra bazı esansiyel amino asitleri de içerir. Aşağıda kullanım alanları özetlenmişti

  • Yüz gençleştirme, daha parlak, sıkı bir cilt elde etme,
  • Boyun, dekolte bölgesi ve ellerde daha sıkı, parlak, genç, kırışıksız, sağlıklı bir yapıya kavuşma,
  • El, yüz, boyun ve dekolte bölgelerinde onarımı sağlamak ve dış etkenlerden kaynaklanan cilt kalitesinin bozulmasını önlemek
  • Yüz ifadesini koruyarak gençleşme sağlamak
  • Göz çevresindeki yaşlanma belirtilerinin giderilmesi, yaşlanma etkilerinin önlenmesi ve göz çevresindeki koyu halkaların giderilerek parlak görünüme kavuşturulması
  • Hamilelik ve ani kilo alıp verme sırasında oluşan çatlakların giderilmesi
  • Sivilce izlerini tedavi etmek
  • Kol iç kısmında ve dizlerde oluşan sarkmaları gidermek, derinin toparlanmasını sağlamak

PRP İngilizce Platelet Rich Plasma kelimelerinin baş harflerinden oluşan bir kısaltmadır. Son yıllarda, cilt gençleştirmede, saç dökülmesi, akne izleri, leke tedavilerinde, kırışıklık, matlık ve gevşeklik gidermede çok yaygın kullanılmaktadır. Kozmetik alanının dışında diğer tıp branşlarında da doku rejenerasyonu sağlamak için kullanılır.

Tedavide belirli bir bölgedeki iyileşmeyi hızlandırmak için hastanın kendi kan hücreleri kullanılır. Tedavi öncesinde hastanın kolundan yaklaşık 10 cc kan alınır. Özel PRP tüplerine aktarılır. Belirli bir hızda ve sürede sentrifüj edilip kan elemanları ayrıştırılır.

Ayrıştırılan PRP yoğun kısım enjektöre çekilip hasarlı dokuya, yada gençleştirilmek istenen cilde, veya saçlı deriye uygun derinliklerde enjekte edilir. PRP serumu lazerler, mikro iğneleme, altın iğne gibi enerji sistemleriyle kombine edilerek de uygulanabilir.

PRP tedavisi travma ve eklem yaralanmalarında yara iyileşmesini desteklemeye yardımcı olur. Ayrıca PRP, saç ekimi sonrası saçların daha hızlı ve yoğun olarak büyümesini teşvik edebilir.

PRP tedavisinin sonuçları, eklem enjeksiyonlarında ve cilt gençleştirmede birkaç hafta, saçlı deri enjeksiyonlarında ise 6 ay sonra en belirgin hale gelir ve kalıcı değildir; hastalar doktorlarının talimatıyla ek enjeksiyonlara ihtiyaç duyabilirler.

Tedavilerde hastanın kendi dokuları kullanıldığı için PRP enjeksiyonları güvenlidir.

Yaşlandıkça, ince çizgilerin ve kırışıklıkların oluşması, yaşlılık lekelerinin ortaya çıkması ve cildin gevşeyip sarkması gibi zamanın geçtiğini gösteren belirtiler yüzümüzde kaçınılmaz olarak ortaya çıkar. Enfekte sivilcelerden veya ciddi yaralanmalardan kaynaklanan yara izleri cildi bozabilir ve güneş hasarı nedeniyle ciltte lekeler, ton eşitsizlikleri, kırışıklık ve matlık oluşur. Geçmişte çoğunlukla tam bir yüz gençleştirme elde etmek için, yüz germe ameliyatı yapılıyordu. Bugün de yapılıyor ancak gelişmiş lazer teknolojileri sayesinde yüz germe veya gençleştirmede artık eskisi kadar ameliyat tercih edilmiyor. Onun yerine rejuvenasyon lazerleri başta olmak üzere ameliyatsız estetik yöntemler tercih ediliyor. Bunun sebebi ameliyatın maliyetli olması, anestezi gerektirmesi ve iyileşme süresinin uzun olması. Oysa fraksiyonel Erbiyum YAG lazerler ile yapılan işlemlerde iyileşme süresi çok kısa ve ameliyata göre çok daha düşük maliyetli. Üstelik, tek seans yapılan işlemin etki süresi 2-3 yıl devam etmekte.

 

Erbium Yag, lazerle yüzey yenileme ve cilt gençleştirme için tasarlanmış fraksiyonel ablatif bir lazerdir. Lazerin ablatif doğası, cildin dış katmanının çıkarılması anlamına gelir; bu, cilt hücresi yenilenmesini teşvik etmek için doğal iyileşme sürecini tetikler ve tedavi edilen alan iyileştikçe sağlıklı, temiz ve sıkı bir cilt ortaya çıkar. Işık enerjisi ayrıca dermisin derinliklerine nüfuz ederek yeni kolajen üretimini artırır ve cilt içten dışa doğru sıkılaştırır. Karbondioksit lazeri gibi diğer ablatif lazerlerle karşılaştırıldığında tedavi sonrası iyileşme süresi daha kısadır ve yan etki riski daha düşüktür.

  • Fraksiyonel Erbiyum YAG Lazerler

Ameliyatsız facelift, yüz germe, cilt yenileme, gözenek sıkılaştırma, akne ve diğer izlerin tedavisi, güneş lekeleri, kırışıklık ve sarkma, hamilelik çatlakları ve karın cildi gevşemesinde, atrofik veya hipertrofik skar tedavisinde kullanılır.

  • Fraksiyonel CO2 lazerler

Ameliyatsız facelift, yüz germe, cilt yenileme, gözenek sıkılaştırma, akne ve diğer izlerin tedavisi, güneş lekeleri, kırışıklık ve sarkma, hamilelik çatlakları ve karın cildi gevşemesinde, atrofik veya hipertrofik skar tedavisinde kullanılır.

  • Alexandrite Lazerler

Epilasyonda

 

  • Diode lazerler

Epilasyonda

  • Q anahtarlı Lazerler

Dövme silme, güneş lekeleri ve melazma tedavisinde

  • Pulsed Dye Lazerler

Damarsal lezyonların tedavisinde

  • Nd-YAG Lazerler

Bacak varisleri, damarsal lezyonlar ve epilasyonda

  • KTP Lazerler

Damarsal lezyonların tedavisinde

  • IPL Cihazları

Epilasyon, yüzeysel lekeler ve kılcal damar tedavisinde

Dermal dolgu maddeleri, dermatologlar ve plastik cerrahlar tarafından yaşlanma belirtilerini azaltmak, cilt çöküntülerini ve yara izlerini en aza indirmek ve yüz derisindeki ince çizgileri, derin kırışıklıkları veya göz altı çukurluklarını gidermek için kullanılır.

Bunun dışında elmacık bölgesini yükselterek yüz kaldırma, çene hattı belirginleştirme (jawline) , şakak çöküklüğünü düzeltme, dudak hatlarını belirginleştirme, dudak hacimlendirme veya asimetri düzeltme, uygun hastalarda burun kaldırma veya burun estetiği amacıyla son yıllarda tüm dünyada yaygın olarak kullanılmaktadır.

Bu amaçla en sık kullanılan dolgu maddesi çapraz bağlı hyalüronik asit içeren dolgulardır.

  • Ağrı
  • Şişlik
  • Kızarıklık
  • Morarma
  • Alerji
  • Nodül oluşumu
  • Dolgu yerinde sertlik
  • Hassasiyet
  • Deride diskolorasyon ( renk değişikliği )
  • Enfeksiyon
  • Doku nekrozu ve kaybı
  • Körlük

İster yanak, ister burun , ister dudak veya başka bir bölgeye dolgu yapılsın, yukarıdaki yan etkiler dolgu sonrası olabilmektedir. Tabi ki her uygulamada olduğu gibi kaliteli ve ilgili kurumlarca onaylı ürün kullanılması ve uygulayıcı hekimin tecrübesi yan etkileri minimal seviyeye indirecektir.

 

Dolgu yerinde hafif ağrı, kızarıklık ve şişlik birkaç gün olması beklenen durumdur. Daha uzun sürerse veya şiddetli ağrı olursa doktorunuza hemen başvurmanız gerekir. Hekiminiz duruma müdahale edecek ve size gereken ek tedaviyi verecektir. Bazen dolgunun eritilmesi de gerekebilir. Morarma da görece sık görülür. Düzelmesi 1-2 haftayı bulabilir. Görüntüsü rahatsız etse de morarma da beklenen bir durumdur.

 

Alerji ve diğer yan etkiler çok daha nadir görülmektedir.

Hyalüronik asit içeren dolgular her ne kadar cildinizin ürettiği doğal hyalüronik asit moleküllerine çok benzese de sonuç itibarıyla vücuda dışarıdan yerleştirilen bir maddedir. Aynen bir kemik içine konan ortopedik protez veya diş protezi gibi.

Dudaklar yüzün güzelliğine fazlasıyla katkıda bulunur. Dudak estetiğinde dudakların diğer yüz yapısına oranı kadar, üst ve alt dudakların projeksiyonu ve göreceli büyüklüğü de önemlidir.  Daha çıkıntılı,nemli ve dolgun dudaklar kadın güzelliğinin ve çekiciliğinin temel noktalarından biridir.

Dudaklar yüzün alt üçte birlik kısmının bir parçasıdır ve alt yüz estetiğinin ve yüzün genel simetrisinin merkezinde yer alır. Yüzdeki duygu ve ifadelerin aktarılmasında da önemli bir rol oynarlar. Hatları belirgin ve dolgun dudaklar her zaman gençlik ve güzellikle ilişkilendirilmiştir.

Bu nedenlerle son yıllarda dudak dolgusu, güzelliğine önem veren kadınlar tarafından fazlasıyla rağbet görmektedir.

Dudaklarda hyaluronik asit içeren çapraz bağlı dolgular tercih edilir. Lokal anestezi ile dudaklar uyuşturulduktan sonra doktorunuz iğne veya kanül kullanarak dudağınıza ideal şekli ve hacmi verecektir. Dudak dolgusunun Etki süresi kişisel faktörlere göre ve kullanılan dolgu malzemesine göre değişmekle birlikte 6 ay ile 2 yıl arasında değişmektedir.

Bu teknik, burnun şeklini ve konturunu geçici olarak değiştirmek için enjekte edilebilir dermal dolgu maddelerini kullanır ve tümsekler, asimetri ve burun kemeri gibi sorunları giderir. Geleneksel rinoplastinin aksine, ameliyatsız burun estetiğinde, genel anestezi verilmez, herhangi bir kesi yapılmaz. Anında sonuç sağlayan bir yöntemdir.

Burun dolgularının ortalama 12-18 ay kalıcılığı vardır.  Ancak bu süre kişisel faktörlere göre kısalıp, uzayabilir.

Botoks tıp tarihinde 50 yıldan uzun süredir kullanılmakta ve genel olarak güvenli kabul edilir. Botoks enjeksiyonları için mutlaka tecrübeli bir dermatoloğa veya plastik cerraha gitmelisiniz. Enjeksiyonlarınız FDA standartlarına göre hazırlanmadıysa veya deneyimsiz bir sağlık uzmanı tarafından yapılmazsa olumsuz yan etkilerle karşılaşma olasılığınız yüksektir.

  1. Enjeksiyon bölgesinde ağrı, şişlik veya morarma
  2. Baş ağrısı veya grip benzeri semptomlar
  3. Göz kapaklarında düşme veya çarpık kaşlar
  4. Çarpık bir gülümseme veya ağızdan salya akması
  5. Sulu veya kuru gözler
  6. Enjeksiyon bölgesinde enfeksiyon
  7. Kas Güçsüzlüğü
  8. Görüş problemleri
  9. Konuşma veya yutma güçlüğü
  10. Solunum Problemleri
  11. Alerjik reaksiyon
  12. Mesane kontrolünün kaybı

Unutmayın ki, botoks, yani botulinum toksini bir ilaçtır. Aynen bir antibiyotik, ağrı kesici veya bir hipertansiyon ilacı gibi. Her ilaçta olduğu gibi botoksta da yan etkiler görülebilir. Ancak burada önemli olan botoksun kime, ne zaman, hangi dozda ve nereye yapılacağıdır. Bu noktada başvurduğunuz hekimin tecrübesi ön plana çıkar.

Bir diğer konu ; maalesef son yıllarda ülkemizde kaçak , kontrolsüz ve yasa dışı botulinum toksinlerin satıldığına ve yapıldığına şahit oluyoruz. Bu uygulamalarda legal ürünlere göre aşırı fazla oranda yan etkiler oluştuğunu duyuyoruz.

Konu sağlık ise mutlaka güvenilir, konusunda tecrübeli ve en önemlisi T.C. Sağlık Bakanlığımızca yetkilendirilmiş hekimlere başvurmanız bu noktada son derece önemlidir.

Çoğu kişi, iğneler kullanıldığı için botoksun ağrılı bir işlem olduğunu varsayar. Ancak botoksu uygulamak için kullanılan iğne o kadar küçüktür ki çoğu kişi hafif bir yanma veya batma hissi hissettiğini bildirmiştir. Botoks iğneleri tipik olarak 30 gauge'dir. Profesyonel ve tecrübeli hekimler 32 gauge veya 33 gauge gibi çok daha ince uçlu iğneler kullanarak enjeksiyonu olabildiğince ağrısız hale getirirler.

Botoks ilk olarak 1972 yılında ABD’de göz doktorları tarafından şaşılık tedavisinde kullanılmıştır. Kısa bir süre sonra ciltteki kırışıklıkları düzelttiği fark edilip kozmetik olarak dinamik üst yüz kırışıklıklarının giderilmesinde kullanılmaya başlanmıştır. Yani 50 yıldan uzun süredir tıbbın ve estetik sektörünün hizmetindedir. Dünya üzerinde ameliyatsız estetik uygulamalarda en sık kullanılan botoks enjeksiyonudur.

Bunun dışında sayısız hastalık veya şikayetin tedavisinde kullanılmaktadır. Bunlardan bazıları:

  • Burun ucu kaldırma
  • Kaş kaldırma
  • Tavşan çizgileri (bunny lines) giderme
  • Gülüş estetiği (dişeti görünümünün giderilmesi)
  • Barkod (sigara) çizgilerinin düzeltilmesi
  • Koltuk altı terleme, el ve ayak terleme tedavisi
  • Diş sıkma
  • Migren
  • Kas spazmları
  • Servikal distoni
  • Fasiyal sinir paralizileri yani felçleri
  • Anal fissür tedavisi
  • Zayıflama amaçlı mide botoksu

Kaş çevresindeki sorunlu bölgelere botoks uygulandığında kaslar gevşer ve üstlerindeki cilt daha pürüzsüz hale gelir. Kaşların lateral (dış) kısmı yukarı doğru çekilerek kaşlar kaldırılır ve hastanın gözleri daha açık görünür. Hastalar daha parlak, neşeli ve dinlenmiş göründüklerinden bu işlemi tercih ederler.

Çoğu kişi, iğneler kullanıldığı için botoksun ağrılı bir işlem olduğunu varsayar. Ancak botoksu uygulamak için kullanılan iğne o kadar küçüktür ki çoğu kişi hafif bir yanma veya batma hissi hissettiğini bildirmiştir. Botoks iğneleri tipik olarak 30 gauge'dir. Profesyonel ve tecrübeli hekimler 32 gauge veya 33 gauge gibi çok daha ince uçlu iğneler kullanarak enjeksiyonu olabildiğince ağrısız hale getirirler.

Esasen diş sıkma veya gıcırdatma istemsiz olarak çene kaslarının sıkılması ile oluşur. Devamlı sıkılan masseter kası diş minelerinin hasar görmesine, dişlerin yerinden oynayıp düşmesine, çene ekleminin erken dejenere olmasına, ayrıca sabahları çene ve başağrısı çekmenize sebep olur.

 

Botoks, masseter (yan çene) kaslarına enjekte edildikten sonra kasları geçici olarak gevşeterek, sinir sinyallerinin diş sıkma ve gıcırdatmada önemli rol oynayan kaslara ulaşmasını azaltarak çalışır. Masseter Botox, bruksizmin istemsiz hareketlerini hafifletmeye ve önlemeye yardımcı olacaktır.

Tüm Sorular İçin Tıklayınız

Online Randevu

Formu Doldurun, Sizi Arayalım

ankara dermatoloji klinikleri, ankara özel dermatoloji klinikleri, ankara'daki dermatoloji klinikleri, ankara cilt doktoru, ankara cildiye doktoru, Ankara dermatolog tavsiye, Ankara Dermatoloji Doktorları, ankara'da en iyi cildiye doktoru, ankara cildiye doktoru, cilt doktoru ankara, iyi cildiye doktoru ankara, ankara'nın en iyi cildiye doktoru

Sohbete Başla
1
Merhaba,
Merhaba, sitemize hoşgeldiniz. 👋
Size nasıl yardımcı olabiliriz?
Call Now Button